Yıllarca dirsek çürüttünüz, mürekkep yuttunuz. Rulo şeklinde kıvrılmış bir diplomayı elinize verdiler ve o an itibariyle hayat size %50 daha pahalı oldu. Acaba mezun olmasak mı ? Düşününce şimdi alttan ders bırakasım geldi. Neyse mevzuya geri dönelim biz… Şimdi sırada iş bulmak var, onca yıl okudunuz emeğinizin karşılığını alma vakti. “Oku oğlum oku memur ol” diyen Fatma Teyze’ye rağmen özel sektörde kariyerinizin basamaklarını tırmanmak istiyorsunuz. Ama büyük bir sorunumuz var, iş görüşmeleriniz… Hataya düşmemek, karşınızda ki İK yetkilisiyle daha ilk günden ters düşmemenizi sağlayacak birkaç şey söyleyeceğiz sizlere. Kulak verin bize…
“Bu iş için Doğru kişi olduğumdan eminim.”
JetTürk Kariyer kategorimize havacılık iş ilanları için geldiniz. Başlık sizi etkiledi ve detayları okudunuz. Sadece bunları okuyarak “aha la aha beni tarif ediyor, bak valla ben” diyiyor olabilirsiniz. Ama yapmayın! Kısa özetlerle iş tanımının yapıldığı ilanları okuyarak o iş hakkında detaylı bir bilgiye sahip olamazsınız, o iş için tecrübeniz olsa bile başvuru yapacağınız şirketin yapısı, organizasyon şeması, işlerin ilerleyişi nasıl oluyor neler bitiyor bunu bilmeniz oldukça zor. Her zaman önemli olan ilk izlenimde profesyonellikten uzak amatörce bir görüntü bırakmayı hiç kimse istemez. İnsanın kendinden emin olması güzel ama, her şeyin fazlası zarar.
“Bu işe ihtiyacım var!”
Senin bir işe ihtiyacın varsa benimde var, Ali’nin de var, Ahmet’in de… Hiçbir İK sorumlusu duygularına yenik düşüp, kötü hissetiği için sizi işe almaz. Birisinin size üzülüp, acıyarak sizi işe almasını ister miydiniz ? “Hayır!” dediğinizi duyar gibiyiz. Asla görüştüğünüz kişiyi duygusal olarak etkilemeye çalışmayın. İşe alınacaksanız eğer, alınma sebepleriniz kişisel nitelikleriniz ve becerileriniz olmuş olmalı.
“Patronum olun siz benim!”
Çok komik değil mi ? Okuduğunuz da kahkaha falan attınız o derece yani. Şşş tamam abartmayalım. İlginç bir cevap olduğunu hepimiz kabul ettik. Ama işin daha da ilginç bir boyutu var, bir çok işverenin bu cümleyi onlarca defa duymuş olması. Karşınızda ki İK direktörü sizi kısa sürede olabildiğince daha iyi tanımak adına sizinle spordan sanata, siyasetten bilime her trlü konuyu konuşabilir. Dolayısıyla ilk andan böylesine sıcak muhabbeti olan birisiyle çalışmak isteyeceksiniz. Ama bunu dile getirmeniz pek faydanıza olmayabilir.
“Ne iş olsa yaparım, gece gündüz fark etmez burada yatar kalkarım!”
Bu veya bu tarz cümleler de ikinci maddedeki bahsetiğimiz konuyla benzer. Böyle bir cümle kurmanız kendinizi acındırmanıza sebep olur. Bir çok iş veren tarafından bu da pek hoş bir şekilde karşılanmaz. Bundan öncesinde böyle bir şeyin mümkün olmadığı, uygulanabilirliğinin olmaması işveren gözünde güveninizi azaltacaktır. Özgüveni olan ve yaptığı işten emin olan kişiler kendini acındırmak için bu tür yollara başvurma gereği duymaz. İşi almanızı sağlayacak olan sizin kaliteniz ve yaratıclığınızdır.
“Abi bu işi çok iyi yaparım, çok çalıştım daha önce bu şekilde.”
Bir çok şirket tecrübeye elbette önem verir. İş ilanlarından gördğünüz gibi bir çok ilanda “en az 2 yıl tecrübeli” ibaresini sıkça görürsünüz. Fakat her şirket, her işveren, her insan birbirinden farklıdır. İK direktörüne bu işi daha önce kaç kez yaptığınızı nasıl yaptığınızı söylemeyin. Bunun yerine, karşınızda bulunan kişiye, “bu işin bu kurumdaki farkları nelerdir?” gibi bir soru sorabilirsiniz. Yöneticilerinizin odaklandıkları ve önem verdikleri konular neler bunları öğrenerek kariyer basamağınızı o şirket de hızlıca çıkabilirsiniz. Ayrıca karşınızda bulunan kişiye böyle bir soru sormanız, bu noktaları bilmek istemenizin görülmesi fark yaratmak istediğinizi gösterir. Rakiplerine fark atar ve hayalini kurduğun o şirketin bir parçası olabilirsin.
Bir sonra ki yazımızda görüşmek üzere, mavinin en güzel tonu sizinle olsun :)